YEREVAN, 24 TEMMUZ, ARMENPRESS: Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Fransız Le Monde gazetesinde yayınlanan röportajda, “Ermenistan hükümet ve halkının bölgede kalıcı bir barış geliştirme konusunda gerçek bir isteği olduğunu kanıtlamıştır ve Güney Kafkasya'da kalıcı bir barışın önemli küresel faydalar getirebileceğine inanmaktadır” dedi.

İşte Fransız Le Monde gazetesinde Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile gerçekleştirilen röportajın tam metni.

Burada Başbakan Paşinyan’ın açıklamalarına yer verilmiştir:

"Azerbaycan'ın Cumhurbaşkanı ile son dört ayda farklı formatlarda ve başkentlerde yaptığım görüşmelerin sonuncusu, geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşti. Ermenistan, hükümet ve halkının bölgede kalıcı bir barış geliştirme konusunda gerçek bir iradesi olduğunu kanıtlamıştır.

Kesinlikle inanıyoruz ki, Güney Kafkasya'da kalıcı barış, önemli küresel faydalar getirebilir. Son yıllarda Ermenistan, zorlu bir bölgede istikrarlı bir demokratik ülke haline gelmiştir. Coğrafi olarak, Asya ile Avrupa arasında kavşakta bulunuyoruz. Barış gündemimizde ilerleme sağlayabilir, komşularımızla ilişkilerimizi normalleştirebilir ve güçlü ulaşım ve enerji altyapısı kurabilirsek, artan refah getirecek, Asya ile Avrupa arasında köprüler kuracak ve küresel ticaret ve uluslararası istikrar için önemli bir avantaj oluşturabilir.

Barış anlaşmasının çerçevesi oluşsa da, gerçeğe dönüştürülmesini engelleyen önemli etkenler bulunmaktadır. Bu on yıllık engellerin üstesinden gelmek, Güney Kafkasya'da barışa gerçekten inanan güçlü ortakların desteği olmadan mümkün olmayacaktır.

Şu anda, barışın önündeki en büyük engel, Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ etrafındaki saldırgan ve yasa dışı eylemleridir, özellikle Laçin koridoru ve Ermenistan sınırları içinde. Laçin koridoru, Dağlık Karabağ Ermenilerini dış dünyayla bağlayan tek yoldur. Aralık ayından bu yana, koridora erişim, çevresel bir protesto bahanesiyle Azerbaycan tarafından ciddi şekilde kısıtlanmıştır. Şimdi Bakü, koridorun girişine bir sınır kontrol noktası kurarak, Kızılhaç Uluslararası Komitesi'nin (ICRC) erişimini engelliyor. Bu, yiyecek, ilaç ve temel ihtiyaçların ciddi şekilde kesintiye uğraması anlamına gelir. Amnesty International, Human Rights Watch, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi ve diğer etkili kurumlar, devam eden bir insani kriz konusunda uyarılarda bulunmuştur.

Azerbaycan, insanlara ve araçlara erişimi engellemekle kalmayıp, kasıtlı olarak Dağlık Karabağ'a gaz ve elektrik tedarikini de kesmektedir. Bu eylemler, giderek artan saldırgan söylem, propaganda ve hatta Azerbaycan kuvvetlerinin yerel çiftçilere ateş açmasıyla aynı zamana denk gelmektedir.

Amaç açıktır: Dağlık Karabağ halkının yaşamını olabildiğince zorlaştırmak ve onları evlerini terk etmeye zorlamaktır. Bu, etnik temizliğin tipik bir örneğidir. Uluslararası toplum tepki göstermezse, bu insanlık adına bir başarısızlık daha olacaktır.

Uluslararası toplum, Dağlık Karabağ'ın Saraybosna tarzı kuşatmasını durdurmak için cesur adımlar atmaldır. Azerbaycan'ın koridoru engellemesi, yasal olarak bağlayıcı taahhütlerinin ve özellikle Uluslararası Adalet Divanı'nın sayısız açık ve kesin kararının bir ihlalidir. Şubat ayında, Uluslararası Adalet Divanı Azerbaycan'ın "Laçin Koridoru'ndaki vatandaşlar, araçlar ve yüklerin kesintisiz hareketini garanti etmek için gerekli tüm önlemleri alması gerektiğini" açıklamıştır. Ancak beş ay geçmiştir ve durum daha da kötüleşmiştir.

Avrupa Birliği, Azerbaycan'ın eylemlerinin kabul edilemez olduğunu açıkça belirtmiştir. Şimdi, Azerbaycan'a baskı yapmak için önemli bir enerji ortağı olarak etkisini kullanmalıdır ve Uluslararası Adalet Divanı'nın bağlayıcı kararını derhal uygulamaya koymalıdır. Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Birliği üye ülkelerinin çeşitli milli parlamentoları, AB'nin bunu yapması için baskı yapan kararlar almıştır.

Bu kriz, Dağlık Karabağ'ın 120.000 Ermenisinin hak ve güvenliğinin Güney Kafkasya'da sürdürülebilir bir barış için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Avrupa Birliği ve diğer uluslararası ortakların oynayacağı hayati bir rol vardır. Bakü ve Dağlık Karabağ'ın başkenti Stepanakert'teki demokratik seçilmiş yetkililer arasında resmi bir diyalog olmalıdır. Bunun etkili olabilmesi için uluslararası bir mekanizma kurulmalı ve güvenliği getirmek ve yükümlülüklerin yerine getirilmesini sağlamak için uluslararası ortaklardan garanti verilmelidir.

Dağlık Karabağ'da yaşayan insanların hak ve güvenliği, bölgemizde onurlu ve dayanıklı bir barışa ulaşmak için ele alınması gereken önemli bir sorudur. Diğer sorunlar da ele alınmalıdır: Azerbaycan hala uluslararası kabul görmüş sınırları tanımamakta, Ermenistan Cumhuriyeti'nin egemen topraklarının bazı kısımlarını işgal etmektedir ve 2020'de iade etmeyi taahhüt ettiği savaş esirlerini tutmaktadır. Bakü'deki yetkililer, hedeflerine ulaşmak için güç ve daha fazla askeri tırmanma tehdidini kullanmaktadır. Buna yol verilmemelidir. Barış sürecinin sürekli sabotajı sonuçları olmalıdır. Aksi takdirde, Dağlık Karabağ'ı kuşatan Azerbaycan kuvvetleri, cezasızlıkla hareket etme özgürlüğüne sahip olduklarını düşünecektir.

Ermenistan, AB'nin arabuluculuk çabalarını çok değerli bulmaktadır, özellikle Ermenistan'daki AB misyonunun kurulmasını. Bu, uluslararası sınırlarımızı izlemede hayati bir görev üstlenmekte, yerel anlamda istikrarı artırmakta ve sınır bölgelerinde yaşayanlarla güven inşa etmeye yardımcı olmaktadır.

Avrupa Birliği ile ilişkileri güçlendirmek, hükümetimin temel dış politika hedefleri arasındadır. AB, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanmaktadır. Bunlar, Ermenistan'ın devlet kimliğinin temelinde bulunan ilkelerdir. Ermenistan hükümeti ve halkı, insan haklarını korumak, hukukun üstünlüğünü güçlendirmek, medya özgürlüğünü desteklemek ve yolsuzlukla mücadele etmek için bilinçli bir politik ve kurumsal reform yolu izlemiştir. Ermenistan'ın uluslararası sıralamalardaki ilerlemesi, başarılarımızı ve kararlılığımızı yansıtmakta ve AB'nin bu süreçlere olan desteği çok değerli olmaktadır.

Bu kararlı taahhüt, Ermenistan halkının zorlu zamanlardan geçmesine yardımcı olmuştur. Bölgede kalıcı bir barışı sağlamak için çabaladığımız sürece de yardımcı olacaktır. Şu anda böyle bir anlaşmaya ulaşma konusunda bir fırsat penceresi var. Ermenistan hükümeti bu sürece bağlıdır ve bunu gerçekleştirmek için önemli adımlar atmıştır. Şimdi, başarıya ulaşırsak, sürdürülebilir bir barış anlaşması gerçekten küresel faydalar getirebilir."