Başbakan Nikol Paşinyan’ın makalesi: Barışın tüm ön koşulları mevcut

11 dakikalık okuma

Azerbaycan Cumhuriyeti'nin resmi propagandası giderek daha fazla şu teze odaklanıyor: Ermenistan silahlanıyor, Azerbaycan'a saldırmaya hazırlanıyor ve dolayısıyla Azerbaycan'ın kendini savunma ve önleyici tedbirler alma hakkı var.

Eğer Azerbaycan propagandasının bu tezlerini daha kısa ve daha basit bir şekilde ifade edecek olursak, her şey şu sonuca varıyor: Ermenistan Azerbaycan'a saldırmaya hazırlanıyor, dolayısıyla Azerbaycan önleyici bir tedbir olarak Ermenistan'a saldırsa daha iyi olur.

Bu propaganda tezlerinin kökenine dair iki versiyon var: Ya Azerbaycan gerçekten Ermenistan'ın kendisine saldırma niyetinde olduğunu düşünüyor ya da kendisi saldırmayı planlıyor ve bunu gerçekleştirmek için zemin hazırlamaya çalışıyor. Her iki durumda da temel argüman, Azerbaycan'ın Ermenistan'ın kendisine saldırma niyetinde olduğu iddiasıdır.

Ermenistan Azerbaycan’a saldırmaya mı hazırlanıyor?

Tarafsız herhangi bir gözlemci bu konuda Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti'nin hiçbir şekilde yanlış anlaşılmaya yer bırakmadığını söyleyebilir. Defalarca belirttim ve şimdi de açıklama gereği duyuyorum ki, Ermenistan Cumhuriyeti, 6 Ekim 2022’de Prag’da varılan Ermenistan ve Azerbaycan’ın, Almatı Bildirgesi temelinde birbirlerinin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini tanımakta olduğuna dair stratejik mutabakata bağlıdır.

Yani, Ermenistan Cumhuriyeti, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti sınırları çerçevesinde tanımaktadır; aynı şekilde Azerbaycan Cumhuriyeti de Ermenistan Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti sınırları çerçevesinde tanımaktadır.

Bu tez, her iki ülkede de artık de jure olarak geçerlilik kazanmıştır. Zira her iki ülkede onaylanan “Ermenistan Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasında devlet sınırlarının belirlenmesi ve sınır güvenliği ile ilgili komisyonun ve Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti arasında devlet sınırlarının belirlenmesi ile ilgili devlet komisyonunun ortak faaliyetlerine dair” yönetmelikte, Almatı Bildirgesi iki ülke arasındaki sınır belirleme sürecinin temel ilkesi olarak kaydedilmiştir.

Bu gerçeği göz önünde bulundurarak, birkaç kez belirttim ki, uluslararası düzeyde tanınmış 29.743 kilometrekarelik Ermenistan Cumhuriyeti’nin egemen topraklarının ayrılmaz bir parçası olan ve şu anda Azerbaycan işgali altında bulunan 200 kilometrekareden fazla alanı askeri yollarla geri alma hedefimiz yoktur. Zira yukarıda belirtilen yönetmelik, bu sorunu ilkesel olarak zaten çözmüştür ve sınır belirleme sürecinde bunu pratikte çözme imkânı var.

Bu bağlamda, Ermenistan ordusunun 33. yıldönümü vesilesiyle, ordumuzun Ermenistan Cumhuriyeti'nin uluslararası alanda tanınan egemen toprakları dışında kullanılmaması gerektiğini vurguladığımı belirtmek isterim (bu elbette Ermenistan barış gücü birimlerinin uluslararası barış gücü faaliyetlerine katılımını kapsamamaktadır).

Dolayısıyla Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırma niyetine ilişkin iddialar tamamen uydurmadır.

Ermenistan Cumhuriyeti silahlanıyor mu?

Ermenistan Cumhuriyeti ordusunu, yukarıda belirtilen ilke çerçevesinde, yani Azerbaycan tarafından da dahil olmak üzere uluslararası düzeyde tanınmış olan toprak bütünlüğünü ve egemenliğini korumak amacıyla reformdan geçiriyor. Bu, her ülkenin uluslararası düzeyde tanınmış hakkıdır ve bunun sorgulanması dahi uluslararası hukukun en ciddi ihlallerinden biri olur.

Ermenistan ordusundaki reformlar Azerbaycan ile bağlantılı mı? Hem evet, hem hayır.

Hayır, çünkü yukarıda açıkladığım gibi, Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı herhangi bir askeri operasyon planı, niyeti veya hedefi bulunmamaktadır.

Evet, çünkü Ermenistan Cumhuriyeti’nin güvenliğine yönelik tehditler doğrudan Azerbaycan’da üretilmektedir. Öncelikle, Prag mutabakatına rağmen, Azerbaycan’ın en üst düzey halkalarından Ermenistan Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü sorgulayan açıklamalar gelmektedir.

Bu açıklamalar en kapsamlı şekilde, Azerbaycan’ın en üst düzey liderliğinin himayesindeki sözde “Batı Azerbaycan” söyleminde ifade edilmektedir. Aynı adı taşıyan kuruluşun temel belgelerinde Ermenistan Cumhuriyeti’nin egemen topraklarının yaklaşık %60’ı, “şu anda Ermenistan Cumhuriyeti’nin kontrolü altındaki topraklar” veya “şu anda Ermenistan Cumhuriyeti adı verilen siyasi ve hukuki birim tarafından kontrol edilen toprak” olarak adlandırılmaktadır.

Şimdi bunu, Bakü’de gerçekleştirilen göstermelik yargılama, Azerbaycan’ın milyarlarca dolarlık silah edinme faaliyetleri ve resmi Bakü’nün saldırgan söylemleriyle birleştirdiğimizde, Ermenistan Cumhuriyeti’nin güvenliğine yönelik Azerbaycan’da gerçek tehditlerin üretildiği anlaşılacaktır.

Çözümler

Bu durumun çözümleri masadadır ve bu çözümler, doğrudan Ermenistan ve Azerbaycan temsilcilerinin ortak çalışmaları sonucunda üretilmiştir. Öncelikle, barış anlaşmasının halihazırda üzerinde mutabık kalınmış maddeleri, sadece tarafların birbirlerine karşı toprak taleplerinde bulunmamaları değil, gelecekte de böyle talepler ileri sürmemeleri sorununu tamamen çözmüş durumdalar. Barış anlaşmasının imzalanması, hem Ermenistan hem de Azerbaycan için, Prag’da zaten kapanmış olan birbirlerine karşı herhangi bir zamanda toprak talebinde bulunma kapısını sonuna kadar kapatmakta. 

Barış anlaşmasının üzerinde mutabık kalınan kısmı, imzalanmaya yetecek kadar olgunlaşmış ve güçlüdür. Buna rağmen, üzerinde mutabık kalınmamış iki madde için de Ermenistan Cumhuriyeti kapsamlı çözümler önermiş olup, Azerbaycan’ın olumlu yanıtını beklemektedir.

Dahası Ermenistan Cumhuriyeti, Azerbaycan’a silahlanmanın karşılıklı kontrolü ve sınır olaylarının ortak soruşturulması mekanizmalarının oluşturulmasına ilişkin yazılı bir teklif sunmuş ve Azerbaycan’ın olumlu yanıtını beklemektedir.

Ayrıca, Ermenistan Cumhuriyeti, Azerbaycan’a Ermenistan toprakları üzerinden Azerbaycan’dan Azerbaycan’a ve uluslararası, Azerbaycan toprakları üzerinden Ermenistan’dan Ermenistan’a ve uluslararası demiryolu taşımacılığı yapılmasına ilişkin yazılı bir teklif sunmuş ve bu konuda da Azerbaycan’ın olumlu yanıtını beklemektedir.

Ermenistan Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasındaki devlet sınırlarının belirlenmesi ve sınır güvenliğiyle ilgili komisyon ile Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti arasındaki devlet sınırlarının belirlenmesiyle ilgili devlet komisyonu normal ve yapıcı bir şekilde çalışmaktadır.

Geçtiğimiz günlerde, Ermenistan Cumhuriyeti’nin esirler, rehineler ve kayıp (bulunduğu yer bilinmeyen) kişilerle ilgili kurumlar arası komisyonu ile Azerbaycan Cumhuriyeti’nin savaş esirleri, rehineler ve kayıp vatandaşlarla ilgili devlet komisyonu arasında bir toplantı gerçekleşmiştir.

Bütün bunlar, bölgede gerilimin tırmanması için hiçbir ön koşulun olmadığını, aksine barış için tüm ön koşulların oluşturulmuş olduğunu göstermektedir. Sahnelendirilmiş eylemlerden ve gerilim sahnelendirme politikasından vazgeçilmesi ve kurumsal bir barışın tesis edilmesi gerekmektedir. Ermenistan buna yalnızca hazır değil, aynı zamanda bu yoldan vazgeçmeyecektir.

 

Nikol Paşinyan
Ermenistan Cumhuriyeti Başbakanı

 

Türkçe العربية English Español فارسی Français Հայերեն ქართული Русский 简体中文