Ermeni Soykırımı’nın inkarı, reddi veya çarpıtılması Ermenistan Cumhuriyeti’nde cezai bir suçtur.
Armenpress'in haberine göre, Başbakan Nikol Paşinyan, Ermeni Soykırımı ile ilgili İsviçre Ermeni toplumu temsilcileriyle görüşmede yaptığı açıklamalara değindi. İsviçre'deki bu açıklamalardan sonra, Başbakanı Soykırım gerçeğini inkar etmekle suçlanmıştı.
Soykırım gerçeğinin tartışılamaz ve inkar edilemez olduğunu vurgulayan Başbakan Paşinyan, “Genel olarak, olgudan bahsederken açıkça ‘soykırım’ ifadesini kullanan herhangi bir kişiyi Soykırımı inkar etmekle nasıl suçlayabilirsiniz. Başka kelimelerle tarif etmiyor, doğrudan ‘soykırım’ diyor.” dedi.
Paşinyan, İsviçre Ermeni toplumu temsilcileriyle yaptığı açıklamada, Ermeni Soykırımı konusunun daha geniş bir anlamda öz-farkındalık aracı haline gelmesi gerektiğini ifade ettiğini açıkladı.
Başbakan şu ifadelerini kullandı: “Soykırım bizi, dünyayı algılama biçimimize yeniden bakmaya teşvik etmemeli mi? Bizim olayları ne 20. yüzyılın başında, ne ortasında, ne sonunda, ne de bugün doğru bir şekilde algılayabilmiyor olabilir miyiz? Dışarıdan gelen teşviklere ve desteklere aşırı şekilde umut bağlıyor olabilir miyiz? Bu sinyalleri doğru bir şekilde değerlendiremiyor olabilir miyiz? Bu soru, 20. yüzyılın başında acil idi. Bu soru bugün de acil.
Nitekim bu soruya bir cevabım yok. Şunu söylüyorum: Halkım, doğru bir öz değerlendirme çok önemlidir; geri dönüp kendi formüllerimize yeniden bakmalıyız. Gerçekte sürekli olarak Medz Yeğern'den (Büyük Felaket) bahsettik, ama örneğin, gerçeğimizde İttihat ve Terakki ile Ermeni Devrimci Federasyonu arasındaki ilişkilerin meselesi yeterince anlaşılmış mıdır? Üstelik, bunu siyasallaştırıp bugünkü Ermeni Devrimci Federasyonu’nu eleştirmek için bir araç olarak kullandığımızda, tüm konu değişiyor. Tamamen başka bir şeye dönüşüyor. Yine eski-yeni tartışmalarına dönüyor vb. Bu konuya değinemliyiz, bunu anlamalıyız.
Bu formüller yanlış olabilir mi? Çünkü bugünkü uluslararası olaylarla ilgili bazen apokaliptik, bazen kurtarıcı bir şekilde yapılan öyle yorumlar görüyorum ki, belki de Hrimyan Hayrik'in zamanından bu yana uluslararası ilişkiler ve dünyayı algılayışımızın değişmemiş olduğunu anlıyorum. İşte içimizdeki sorun tam da budur. Benim içimde de, çünkü ben de sizden biriyim. Söz konusu olan budur.
Peki, bazı çevrelerin bizim bazı acıyan noktalarımızı kullanarak, vatanımızda, Ermenistan Cumhuriyeti'nde bağımsız ve egemen bir devlet sahibi olmamızı imkânsız hale getirmeye çalışmış ve hâlâ çalışıyor olabilir mi? Böyle bir şey ortaya çıkabilir mi ve böyle bir şey olabilir mi? Tekrar söylüyorum, benim bu soruya kendi cevabım var ve zaman zaman bu konuda konuşuyorum, ama bu cevabı hiçbir şekilde herhangi bir vatandaşımıza dayatmak istemiyorum.".
Paşinyan ayrıca Ermeni kimliği ve Soykırım hafızasının önemine değinerek, bunun bir tercih meselesi değil, kimliğin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirtti.
Başbakan şöyle devam etti: "Sivil Sözleşme Partisi'nin Demokrasi Okulu'nda iki saat boyunca Medz Yeğern'in (Büyük Felaket) sadece inkâr edilemez olmadığını, aynı zamanda bizim kimliğimizin bir parçası olduğunu anlattım. Bu, isteyerek ya da istemeyerek değil. Birisi bunun böyle olmamasını istese bile bunu yapamaz. Bu imkânsızdır. Bu benim, sizin, hepimizin damarlarında. Eğer biri bunu değiştirmeye çalışırsa, bu, kendi halkını ve kendi kimliğini bilmemek anlamına gelir.".
Başbakan, İsviçre'deki Ermeni toplumu ile yaptığı görüşmede, Ermeni Soykırımı sırasında ne olduğunu, neden olduğunu ve Ermeni halkının Soykırımı nasıl algıladığını anlamamız gerektiğini belirtmişti. Bu açıklamadan sonra bazı çevreler Başbakan Nikol Paşinyan'ı Soykırım gerçeğini inkâr etmekle suçlamışlardı.