‘Sona ulaşmak için siyasi irade gerekli,’ AB Özel Temsilcisi Ermenistan-Azerbaycan barış görüşmeleri hakkında konuştu

 YEREVAN, 5 AĞUSTOS, ARMENPRESS:Ermenistan ve Azerbaycan arasında bir barış anlaşmasının imzalanması, Avrupa Birliği'nin Güney Kafkasya ve Gürcistan'daki krizler özel temsilcisi Toivo Klaar'a göre siyasi irade gerektiriyor. JAMnews’e verdiği röportajda Klaar, Yerevan ve Bakü'nün kısa süre içinde bir barış anlaşması imzalayıp imzalamayacağı sorusuna, “Bildiğim kadarıyla taslak barış anlaşmasının çoğu zaten anlaşılmış durumda. Sona ulaşmak için gereken tek şeyin siyasi irade olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Klaar, “Son taslak değişimleri ve Ermenistan ve Azerbaycan Dışişleri Bakanları ile ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın Washington DC’de 10 Temmuz 2024’te gerçekleştirdiği son üçlü toplantı bizi cesaretlendirdi. Kalan konular ve ifadeler üzerinde nihai bir anlaşmaya ulaşmanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Bir barış anlaşması ve bunun sonraki uygulaması, bölgede durumu köklü bir şekilde değiştirecektir. Liderlerin de bu görüşü paylaştığını ve konuyla ilgili nihai bir anlaşmaya ulaşmak için gerekli tüm çabayı göstereceklerini düşünüyorum. Ancak, İngiltere'deki son Avrupa Politik Topluluğu zirvesinde bir araya gelmemeleri, sürecin ne kadar kırılgan olduğunu da hatırlatıyor. Bu, tarafların taahhüt eksikliğini göstermiyor, ancak normalleşme müzakerelerinin sadece içeriği değil, aynı zamanda süreciyle de ilgili duyarlılıkları iyi bir şekilde ortaya koyuyor,” şeklinde konuştu.

Olası bir barış anlaşmasının imzalanmasının ardından durumun nasıl olacağı sorusuna ise Klaar, “Bu büyük bir başarı olurdu” yanıtını verdi.

“Ancak anlaşmaların uygulanması gerekir ve dolayısıyla bir barış anlaşması yalnızca normalleşmeye giden bir ara durak olacaktır. Sonuçta, barış insanlarla ilgilidir ve ilişkilerin normalleşmesi toplumsal düzeyde normalleşmeyi ifade etmelidir. Barış süreci genellikle oldukça yukarıdan aşağıya bir yaklaşım sergilemiştir ve nihayetinde gerekli olan, bölge çapında sınır ötesi ticaret ve bağlantılar aracılığıyla gerçek bir açılım sağlamak ve barış ve istikrarı her iki tarafın halkı için normal hale getirmektir. Ancak bunun mümkün olabilmesi için, barış inşa etme çabalarının insanlara güven kazandırma ve uzlaşma süreçlerini içermesi ve birbirleriyle barış yapmalarını sağlaması gerekmektedir. Bu nedenle, resmi müzakere süreçlerinin etrafında güven inşa etme, diyalog ve uzlaşma çabalarına her zaman büyük önem verdim ve AB, gerçek barış için uygun bir ortamı teşvik etmek amacıyla bu tür faaliyetleri yıllardır desteklemektedir. Uluslararası topluluğun, barış anlaşmasının imzalanmasından sonra da hem siyasi hem de mali olarak aktif kalması gerekecek. Ancak, şu anda olduğu gibi, sorumluluk Erivan ve Bakü liderliklerinde kalacak; bu, yarıda bırakmak değil, ilişkilerin tamamen normalleşmesine doğru, sadece hükümetler arasında değil, halklar arasında da devam etmek anlamına geliyor,” diye ekledi Klaar.