YEREVAN, 29 KASIM, ARMENPRESS: Artsakh Ombudsmanı Gegham Stepanyan'ın Facebook sayfasında yazdığına göre, Azerbaycan'ın Ermenilere karşı zulüm politikasına değindi.

Yaptığı paylaşımda Ombudsman şu ifadelere yer verildi:

“26 Kasım'da Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı üçlü görüşme çerçevesinde, 9 Kasım'daki Ateşkes Üçlü Bildirisinden bu yana devam eden olayları "ara sıra yaşanan olaylar" olarak değerlendirdi.  9 Kasım 2020 yılından bu yana Azerbaycan silahlı kuvvetleri tarafından Artsakh Cumhuriyeti sivilleri ve askeri personeli hedeflenen cinayetler işlenmeye devam etti. Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın bu açıklaması, Azerbaycan'ın geçtiğimiz on yıllarda uyguladığı Ermenilerin temel haklarını yaygın ve sistematik olarak ihlal etme politikasının devam eden tezahürlerini rastgele olaylar olarak gizleme girişiminden başka bir şey değildir.

9 Ekim 2021'de bir traktör sürücüsünün Martakert kasabası yakınlarında tarım işi yaparken öldürülmesi de dahil olmak üzere Üçlü Bildiri'nin imzalanmasından sonra Azerbaycanlı askerler tarafından Ermenilere yönelik saldırılar, 8 Kasım 2021'de Şuşi kasabası yakınlarındaki onarım çalışmaları sırasında sivillerin infazı ve Artsakh Cumhuriyeti askerlerinin çok sayıda bombardımanı, kasıtlıydı ve Azerbaycan'ın Ermenilere yönelik zulme yönelik devlet politikasını sürdürmek için gerçekleştirildi.

Azerbaycan'ın zulüm politikası, özellikle Artsakh veya Ermenistan vatandaşları kendilerini Azerbaycan silahlı kuvvetlerinin elinde bulduğunda, aşırı derecede vahşet kazanıyor. Eylül-Kasım 2020'deki saldırı sırasında Azerbaycan'ın işgal ettiği Artsakh topraklarında kalan tüm siviller, Azerbaycan silahlı kuvvetleri mensupları tarafından vahşice öldürüldü. Mağdurların adli tıp muayenesinin yapılmasının mümkün olduğu durumlarda, bu kişilerin ölmeden önce işkence gördüğü ortaya çıktı. Bazı durumlarda, öldürülenlerin akrabalarına maksimum psikolojik acı çektirmek ve genel olarak Artsakh nüfusunu ve Ermenileri korkutmak için sivillerin öldürülmesi video kayıtlara alındı ve Azerbaycan sosyal ağlarında yayınlandı. Azerbaycan'ın denetimine giren Ermeni askerleri de ağır işkencelere maruz kalmış, birçoğu öldürülmüştür. Hayatta kalan birkaç kişi Azerbaycan'da yasadışı bir şekilde mahkum edildi ve bu ülkenin yetkilileri tarafından rehin olarak tutulmaya devam ediyor.

Sovyet döneminde Azerbaycan'da yaşayan Ermeniler, böyle bir suç politikasının ilk kurbanları oldular. 1988-1990 yıllarında yerel yönetimler tarafından organize edilen ve toplu katliamlar, işkenceler ve pogromların eşlik ettiği Azerbaycan'dan Ermeni tehcirleri, Azerbaycan'ın bugüne kadar devam eden Ermenilere zulmetme politikasının temellerini attı. 1991 yılında, Azerbaycan makamları, Azerbaycan'ın Artsakh Cumhuriyeti'ne karşı müteakip kapsamlı saldırganlığının bir başlangıcı olan geniş çaplı bir askeri-polis operasyonu “Kaltso’nun” ("Yüzük")  bir parçası olarak Ermenileri Artsakh'tan sürmeye başladı. 1994 yılına kadar birkaç yıl süren Artsakh Cumhuriyeti'ne yönelik saldırı, Azerbaycan'ın Ermenileri nihai ve tamamen topraklarından kovma girişimiydi.

1990'lardaki savaşta Azeri askerleri eline geçenleri 2020'deki saldırıda olduğu gibi işkence ederek öldürdü. 1992'de Artsakh'ın Martakert bölgesine bağlı Ermeni Maragha köyündeki katliam en trajik bölümlerden biri oldu. bu politikanın Köyün elli sakini vahşice öldürüldü, kadın ve çocukların da dahil olduğu 50 kişi daha rehin alındı. Birçoğunun akıbeti hala bilinmiyor.

Azerbaycan askerleri, Nisan 2016'da Artsakh'a yönelik saldırı sırasında da özel bir gaddarlıkla öne çıktılar. Martakert'in Talış köyünde yaşlı bir çiftte olduğu gibi, Azerbaycan askerlerinin eline düşen hem sivil hem de askeri personel işkence gördü ve idam edildi.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın Artsakh'taki olayların düzensiz doğası hakkında yaptığı açıklama, onların Ermenilere zulmetme politikasını örtbas etmeyi amaçlıyor. Ermenilere yönelik cinayetler de dahil olmak üzere her türlü suç eylemini açıkça ve kasıtlı olarak teşvik edenler, bu ülkenin cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere Azerbaycan yetkilileriydi. Canlı örneklerden biri, uyuyan bir Ermeni'yi öldüren Ramil Safarov'un  Azerbaycan ulusal kahramanı rütbesine yükseltilmesi ve ayrıca Azerbaycan Cumhurbaşkanı tarafından şahsen kafasını kesen bir Azerbaycan askerinin ödüllendirilmesidir.