YEREVAN, 13 NİSAN, ARMENPRESS: Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan 13 Nisan'da Ermenistan Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada Ermenistan'ın barış sürecini başlatmaya hazır olduğunu defalarca belirttiğini açıkladı. 

10 Mart'ta AGİT Minsk Grubu eşbaşkan ülkelerinden birinin Ermenistan'a Azerbaycan'ın barış anlaşmasının temel ilkelerine ilişkin görüşlerini ilettiğini belirten Paşinyan bahsi geçen ilkelerini sıraladı:

"Birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası kabul görmüş sınırların dokunulmazlığını, siyasi bağımsızlığını tanımak ve saygı göstermek;

Birbirlerine karşı toprak iddialarının bulunmamasını ve gelecekte birbirlerine karşı bu tür iddialarda bulunmamaya ilişkin hukuki yükümlülükleri kaydedetmek;

Devletlerarası ilişkilerde birbirlerinin güvenliği, toprak bütünlüğü veya siyasi bağımsızlık için şiddet uygulama tehdidi oluşturmamak veya BM hedefleriyle tutarsız bir şekilde hareket etmemek de dahil olmak üzere karşılıklı taahhüt;

Sınırları çizmek ve belirlek, diplomatik ilişkiler kurmak;

Ulaşım bağlantılarını ve dişer iletişim yollarını açmak, yeni ulaşım yolları açmak ve karşılıklı çıkarlara dayalı diğer alanlarda işbirliği yapmak."

Bu önerilerin etkin bir şekilde tartıştıklarını ve Ermenistan'da bunlarda kabul edilemez bir şey olmadığını belirten Paşinyan, Ermenistan'ın hiçbir zaman Azerbaycan'dan toprak talebinde bulunmadığını ve Karabağ meselesinin bir toprak meselesi olmadığı, bir hak meselesi olduğunu belirttiklerini dile getirdi.  

Başbakan "Bu nedenle Karabağ Ermenilerinin güvenliğinin, hak ve özgürlüklerinin sağlanmasının ve Dağlık Karabağ'ın nihai statüsünün netleştirilmesinin Ermenistan için büyük önem arz ettiğini belirtmişiz." dedi.

Ermenistan Başbakanı'na göre, Ermenistan barış görüşmelerinin başlamasına hazır ve bu tutum Brüksel'deki son toplantıda tescillendi.

"Geçmişte (müzakerelerin) temeline Karabağ'ın statüsünü dayandırıyorduysak ve bundan güvenlik garantileri ve haklarını kaynaklandırıyorduysak, şimdi ise temeline güvenlik garantileri ve hakları dayandırıyoruz ve bundan da statüyü kaynaklandırıyoruz. Kısacası statükonun bir amaç değil, Dağlık Karabağ Ermenilerinin güvenliğini ve haklarını güvence altına almanın bir yolu olduğunu kaydediyoruz." ifadelerini kullandı.