Ermenistan Tarih Müzesi değerli Tunç-Demir çağı eserleriyle zenginleşti

Ermenistan Tarih Müzesi’nin koleksiyonu, Tunç-Demir Çağı dönemine ait değerli eserlerle genişledi. Yeni eklenen parçalar arasında MÖ 3. binyıla tarihlenen törensel bir balta, MÖ 15-13. yüzyıllara ait savaş baltaları (sacres), MÖ 12-11. yüzyıllardan kalma hançerler ve diğer önemli eserler bulunuyor.

Armenpress’in haberine göre, bu kıymetli eserler, mimar Aghasi Kntekhtsyan ve Uluslararası Televizyon ve Radyo Akademisi üyesi, "PARADIS" şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Gevorg Nersisyan tarafından müzeye bağışlandı.

Resmi devir teslim töreni 18 Şubat’ta gerçekleştirildi. Müzesi Müdürü David Poghosyan, tüm kültürel değerlerin paha biçilmez olduğunu belirterek, bağışçılara olan minnettarlığını dile getirdi. Bağışçıların, eserleri kendi imkanlarıyla satın alıp müzeye teslim ettiklerini ifade etti ve bu hareketin diğer vatandaşlara örnek olabileceğini, bunun aynı zamanda vatanseverlik anlamına geldiğini vurguladı.

Poghosyan, müzede yeni bağışlanan eserlerin ve koleksiyonların sergileneceği geçici bir bağış salonu açmayı planladıklarını belirtti. Bu sürecin biraz zaman alacağını, araştırmaların yapılması ve sergilenecek eserler hakkında açıklayıcı metinlerin hazırlanması gerektiğini ekledi.

Mimar Aghasi Kntekhtsyan ve eşi, yürüttükleri projelerde her zaman Ermeni unsurlarını dahil etmeye çalıştıklarını ifade ettiler. Kntekhtsyan, bazen Vernissage’de saatler geçirerek ilginç parçalar aradığını, bir gün eski eserlerle ilgilenip ilgilenmediği sorulduğunda, kendisinin ilgilendiğini belirtti. Bu ilgisini gösterdiklerinde ona eski eserleri sundular. Kntekhtsyan, babasıyla tarihçi Konstantin Khudaverdyan’ın yakın arkadaş olduklarını, Khudaverdyan’ın "Hayk’ın Torunları" adlı kitabında bu tür eserlerin formlarına yer verildiğini söyledi. Parçaları gördüğünde, kimseye satmamalarını ve göstermemelerini istedi.

Eserleri edindikten sonra, bunları Ermenistan Tarih Müzesi’ne bağışlamaya karar verdiler. Yapılan incelemeler sonucunda eserlerin gerçekten değerli olduğu ortaya çıkınca, Kntekhtsyan ve Nersisyan, bu eserleri müzeye bağışlama kararı aldılar.