Kültür

Savaşları belgeleyen, Dağlık Karabağ Ermenilerinin zorla yerinden edilmesini dünyaya anlatan fotoğrafçı Demir Sönmez

12 dakikalık okuma

Savaşları belgeleyen, Dağlık Karabağ Ermenilerinin zorla yerinden edilmesini dünyaya anlatan fotoğrafçı Demir Sönmez

YEREVAN, 29 KASIM, ARMENPRESS: 1990'lı yıllarda Türkiye'den İsviçre'ye sınır dışı edilen, tanınmış insan hakları savunucusu, Ermeni asıllı İsviçreli bağımsız gazeteci ve fotoğrafçı Demir Sönmez, Azerbaycan'ın 2020'de Dağlık Karabağ'a karşı başlattığı savaşı ve 2023'teki Ermenilerin zorla yerinden edilmesini anlatan Fransızca ve Ermenice "Yaralı Kartal" kitabını yayına hazırladı.

Armenpress'e verdiği röportajda, Azerbaycan'ın, bölgenin en büyük ordusuna sahip Türkiye'nin yanı sıra İsrail ve Pakistan'ın desteğiyle süper güçlerin sessizliğinde Dağlık Karabağ'a saldırdığı 27 Eylül 2020'yi Ermeni tarihinde yeni bir kara sayfa olarak değerlendirdi. 

Kendi kanaatine göre bu, belgeselinde de belirttiği gibi Ermeni halkına karşı yeni bir soykırım girişimiydi. İsviçre Ermeni Birliği, yerel politikacılar, milletvekilleri ve diğerlerinin katılımıyla birçok protesto eylemi düzenleyerek Ermeni halkına koşulsuz desteğini ifade etti.

"Ben de eylemlere katılyordum ve blogumda (La Tribune de Genève) yorumlarımı yazdım, ancak tüm bunlar benim için yeterli olmadı ve özellikle daha önce Suriye ve Irak'ta çalıştığım için Artsakh'a gitmeye karar verdim. Gerekli tecrübeye sahiptim. Bir gün "Armenpress" ajansı çalışanı Raffi Hermon Araks beni aradı ve Artsakh'ta şiddetli çatışmaların sürdüğünü bildirdi. Daha fazla beklemedim ve hemen Ermenistan'a vardım ve iki arkadaşımla birlikte Artsakh'a doğru yola çıktım." ifadelerini kullandı. 

Şuşi, Stepanakert, Martuni, Martakert'te oldu. Savaş onu daha çok etkiledi. Sönmez'e göre barbarlardan oluşan bir koalisyon küçük ama kahraman bir halka saldırdı.

"18-20 yaşındaki gençlerin nasıl korkusuzca savaştığını gördüm ve sadece bir veya iki haftalık eğitimden sonra ikinci büyük NATO ordusu ve Azerbaycan silahlı kuvvetleriyle karşı karşıya geleceklerini düşünmüyorlardı. İnanılmaz ve hayal edilemezdi. Okulu bırakıp vatandaşlarına yardım etmeye gelen genç gönüllülerin gözlerinde de korku görmedim." dile getirdi.

İsviçre'ye döndüğünde bir süre savaşta yaşadığı olayların ağır etkisi altındaydı. Daha sonra tüm bunları toplayıp fotoğraf ve makaleler halinde kamuoyuna sunmaya karar verdi. Kitap Bulgaristan'da İngilizce ve Fransızca olmak üzere iki kez 1.400 adet olarak basıldı, çünkü hiçbir İsviçre matbaası kitabın yayınlanmasını üstlenmek istememişti.

İsviçre ve Azerbaycan arasındaki ekonomik çıkar ilişkileri oldukça derin. Azerbaycan devlet gaz ve petrol şirketinin (SOCAR) merkezi isviçre'nin Zürih ve Cenevre kantonların bulunmaktadir. Ayrıca SOCAR ve Migros ortaklığı tarafindan 200 benzin istasyonu İsviçre'de faaliyet göstermektedir. Bu ticari faaliyetlerin bilancosu 42 milyar dolara ulaşmaktadir. Azerbaycan devleti elde ettigi bu paralarla Artsakh işgalini finans etmistir İsviçre ve Azerbaycan çıkar ilişkileri tabi ki böyle bir kitabın yayınlanmasına olumlu bakmaz. İsviçre'de bir çok yayınevi ve maatba bu kitabın basılmasına ve dagıtıma olumlu yanıt vermedi. Kitabi Bulgaristan'da bastirmak ve dağıtımını kendim yapmak zorunda kaldım. Kitap iki defa baskı yaptı, İngilizce ve Fransızca olarak. Daha sonra Ermenistan'da İngilizce ve Ermenice olarak yayımlandı. Bu kitap bence gelecek kuşaklar için tarihsel bir belge olacaktir.

Daha önceki yıllarda büyük ödülü, Libya, Irak ve Süriye savaşlarını fotoğraflarını çeken fotografcilara verilirken, 2021 yılında Artsakh savaşının fotoğraflarına ödül verilmedi. Artsakh'tan çektigim dört fotoğraf basın albümünde ve ayrıca İsviçre’deki Ulusal müzelerde bir yıl boyunca sergilendi.

Demir Sönmez Ermeni olduğunu elli yaşında öğrendi. Ailesi bu gerçeği güvenlik nedeniyle sakladı çünkü o aktif olarak sosyal ve politik faaliyetlerle meşguldü ve hatta bu yüzden hapse atılmıştı.

"Biz hep Kürt olduğumuzu düşünürdük ama annem bize kızdığında bir papazın torunu olduğumuzu söylerdi. Yıllar sonra babam beni İsviçre'de ziyarete geldi ve ona annemin bizi azarlarken neden bu sözleri söylediğini sordum. Bizim aslında Ermeni olduğumuzu, dedemin Bingöl'un Kırlı ilçesine bağlı İnaklı köyünün papazı olduğunu itiraf etti. Eğer Türk hükümeti Ermeni olduğumu öğrenirse daha fazla baskı ve baskıya maruz kalırdım. Baba tarafından akrabalarım zaten Ermeni Soykırımı'nın trajedisini vücutlarında hissetmişlerdi. " dedi.

Faaliyetine 1980'li yıllarda belgesel fotoğrafçının sorumlu mesleğini seçerek başladı. Hapisten çıktıktan sonra tarih araştırmalarına daha çok vakit ayırdı, fotoğrafçılıkla daha çok ilgilendi. Tabii Türkiye'de bunu yapmak o kadar da kolay değil, özellikle de siyasi yazılar yazanlar varsa. Rejimin kötü olaylarını eleştirdikten sonra birçok insanın kendisini zor bir durumda bulduğunu fark ediyor. Bugün Türkiye'de faaliyet gösteren medyanın yüzde 90'ı iktidarın etkisi altındadır. Yüzlerce gazeteci, tanınmış kişi, aydın, yazar orada tutuklu.

"Türk yetkilileri eleştirdiğim için siyasi nedenlerden dolayı defalarca hapse girdim. 1978-1983 yılları arasında beş kez cezaevine girdim. O dönemde Kürt sorunu, Ermeni Soykırımı'nın tanınması ve ulusal azınlıkların sorunları bağlamında Kemalizme karşı mücadele ettik. Pan-Türkizm ideolojisi birçok sorunun nedeniydi. Türkler ve Müslümanlar Türk devletinin temelini oluşturuyordu, dolayısıyla diğer milletlere ve dinlere gereken muamele yapılmıyordu. 1990 yılına kadar Türkiye'de kalmaya, mücadelemi sürdürmeye çalıştım." dile getirdi.

Demir Sönmez, 1983-1990 yılları arasında çeşitli üniversitelerde ekonomi ve iş idaresi bölümlerinde okudu. 

1990-1993 ve 1996 yılları Türkiye'nin en karanlık dönemlerinden birisidir. Özellikle Kürt halkına karşı yoğun baskılar, köy yakmalar, yargısız infazlar, gözaltında kayıplar, faili meçhul siyasi cinayetler, işkencenin ve insan hakları ihlallerinin ayaklar altına alındığı bir dönemdir. Bütün muhalif güçlere karşı mevcut iktidarlar cadı avına çıktığı dönemdir. Bu dönemde 17 bin faili meçhul siyasi cinayetler işlenmiştir. Gözaltında kaybedilen gazeteciler, aydınlar, insan hakları savunucuları ve siyasi partilerin temsilcilerinden hala akıbetleri konusunda devlet herhangi bir açıklama yapmamıştır. Kayıp yakınlarının aileleri (Cumartesi Anneleri) 1024 haftadır çocuklarının akibeti hakkında iktidardan hesap sormak için Istanbul’da Galatasaray Lisesi önünde oturma eylemi yapıyorlar. TC devletinin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınan ve kaybedilen insanların sorumlusu devlettir.

Sönmez, 1980 öncesi tanıdığı bir bakan tarafından uyarılmış ve en kısa zamanda yurtdışına çıkması konusunda uyarılmıştır. Çünkü eski bakana kendisi hakkında çok tehlikeli haberler ulaşmıştı. Demir Sönmez kendisini ve hayatını tehdit eden gelişmeleri düşünerek yurtdışına çıkmaya karar vermiştir.

Hatta Türkiye, Demir Sönmez'in iadesini bile talep etti ancak İsviçre tarafı bu talebi reddetti.

Türk toplumunun tarihiyle yüzleşmeye, Ermeni Soykırımı'nı tanımaya ve işlenen evrensel suçtan pişmanlık duymaya hazır olup olmadığı sorusuna ise kesinlikle hayır dedi.

"Büyük Soykırımın üzerinden 109 yıl geçti ama bugüne kadar bu konuda bir santimetrelik ilerleme sağlanamadı. Üstelik bir gün televizyonda sokakta yapılan bir ankette gördüm; genç bir kıza tam bir cezasızlık ortamında ne yapacağı soruldu, o da yirmi Ermeni'nin kafasını keseceğini söyledi. Bir genç kızın nasıl böyle bir şey düşünebildiği ve Ermenilere karşı bu kadar nefret beslediği hayret verici. Düşmanlık Türkiye'nin eğitim sistemindedir, o ülkenin ontolojik temeli inkardır ve bu bir devlet politikasıdır. Türk hükümeti ulusal azınlıkları asimile etmeye çalışıyor. Hrant Dink'i şahsen tanıyordum, birçok ülkenin Ermeni Soykırımını tanıması ve kınaması önemli olsa da, Türk toplumunun tarihiyle yüzleşmesi ve soykırımı tanımasının daha önemli olduğu yönündeki görüşünü paylaşıyorum, oysa bugün gerçekçi değil. Ve bu gerçeği kabul edenler bunun bedelini çok ağır ödeyeceklerdir." şeklinde konuştu. 

Ermenistan-Türkiye normalleşme sürecine değinen Demir Sönmez, Türk devletinin ilişkilerin normalleşmesi konusundaki yaklaşımlarının inandırıcı ve samimi olduklarına inanmadığını belirtti.

 

 

 

 

 

 

AREMNPRESS

Ermenistan, Yerevan, 0002, Martiros Saryan 22

fbtelegramyoutubexinstagramtiktokdzenspotify

Herhangi bir materyalin diğer medyada tam veya kısmen olarak yeniden üretilmesi için Armenpress haber ajansından yazılı izin almak gerekmekte.

© 2025 ARMENPRESS

Created by:MATEMAT