Ermenistan Dışişleri: Azerbaycan'ın tezleri bölgede yeni bir askeri gerilimin diplomatik hazırlığına benziyor

YEREVAN, 19 EYLÜL, ARMENPRESS: Azerbaycan tarafının Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı kordiplomasi temsilcileriyle yaptığı toplantıda ortaya koyduğu tezler, bölgede yeni bir askeri gerilimin tırmandırılmasına yönelik diplomatik hazırlıklara benziyor. "Armenpress"in haberine göre, Ermenistan Dışişleri Bakanlığı konu ile ilgili bir yazılı açıklama yayınladı.

Açıkalama şöyle:

" 18 Eylül'de Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı kordiplomatik temsilcileriyle yapılan toplantıda Azerbaycan tarafının ortaya koyduğu tezler, Dağlık Karabağ'da etnik temizlik için bölgede yeni bir askeri gerilimin tırmandırılmasına yönelik diplomatik hazırlıklara benziyor.

Azerbaycanlı yetkililerin Azerbaycan'da akredite yabancı diplomatlarla yaptığı görüşmedeki söylem, Dağlık Karabağ'da etnik temizlik politikasının uygulanmasında ve Ermenistan'a yönelik kabul edilemez saldırıda uluslararası topluma "muhabir" olma emrini vermeyi amaçlıyor.

Söz konusu toplantıda Azerbaycan temsilcileri, Ermenistan Cumhuriyeti'nin gerilimi düşürmeye yönelik tüm önerileri reddettiğini ileri sürdü. Azerbaycan'ın hangi tekliflerden bahsettiği belli değil ve yabancı diplomatlarla görüşmeye ilişkin raporda da konuya açıklık getirilmiyor. Askerlerin Ermenistan-Azerbaycan devlet sınırından aynı şekilde çekilmesi önerisinin yürürlükte kaldığını ve Ermenistan Cumhuriyeti'nin bu önerinin uygulanmasına ilişkin görüşmelere başlamaya hazır olduğunu belirtmeyi gerekli görüyoruz.

Azerbaycan'ın, Ermenistan Cumhuriyeti'nin Dağlık Karabağ topraklarında bir rejim kurduğu yönündeki iddialarının gerçeklikle hiçbir ilgisi yoktur. Ermenistan Cumhuriyeti'nin Dağlık Karabağ'a verdiği destek insani bir nitelik taşıyor ve Laçin Koridoru'nun hukuka aykırı olarak kapatılması sonucu ortaya çıkan insani kriz bunun gerekliliğini daha da vurguluyor. Ermenistan Cumhuriyeti, uzun bir aradan sonra ilk insani yardım yükünün Dağlık Karabağ'a ulaşmasını memnuniyetle karşılıyor ve bunun sürekli ve istikrarlı olmasını umuyor.

Aynı zamanda Laçin Koridorunun 2020 yılında 9 ay süreyle kapatılmasının da gündeme geldiğini vurgulamayı gerekli görüyoruz. Bu, 9 Kasım tarihli üçlü deklarasyonun ve Uluslararası Adalet Divanı'nın 22 Şubat ve 6 Temmuz tarihli hukuken bağlayıcı kararlarının ağır bir ihlalidir.

Azerbaycan yasadışı eylemleriyle Dağlık Karabağ'da insani kriz yaratmasaydı, BM yapılarının ve diğer uluslararası ortakların Dağlık Karabağ'a girişini engellemeseydi Ermenistan'ın, uluslararası ortakların ve hatta Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'a insani destek sağlamaya hazır olduklarına dair herhangi bir beyanı olmayacaktı. Laçin Koridorunun kapatılmasıyla birlikte Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'a gaz ve elektrik arzını da kesmesi, Azerbaycan'ın koridoru kapatma yönündeki söyleminin sahte olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Azerbaycan, Laçin Koridorunun hukuka aykırı olarak bloke edilmesini koridordan Dağlık Karabağ'a silah ve mühimmat nakledildiğine dair yalan haberlerle açıklıyorsa, elektrik enerjisi dışında elektrik hatlarıyla başka nelerin taşınabileceği, doğalgaz boru hatlarıyla doğalgaz dışında başka nelerin taşınabileceği belli değil. Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'da Ermeni ordusunun varlığına ilişkin iddialarına gelince Ermenistan Cumhuriyeti'nin Dağlık Karabağ'da ordusunun bulunmadığını, Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarına mayın döşediği yönündeki asılsız iddiaların Uluslararası Adalet Divanı'nın bu yılın 22 Şubat tarihli kararıyla reddedildiğini bir kez daha vurguluyoruz.

Ermenistan Cumhuriyeti'nin barış gündemine ve 6 Ekim 2022'de Prag ve 14 Mayıs 2023'te Brüksel anlaşmalarına bağlılığını yeniden teyit ettiğini yeniden vurgulamanın gerekli olduğunu düşünüyoruz. Resmi Bakü'nün özellikle 2023'e yönelik taahhüdünü henüz kamuya açık bir şekilde doğrulamadığını endişeyle not ediyoruz. 14 Mayıs 2023 Brüksel mutabakatları bölgedeki gerilimin temel unsurudur.

Azerbaycan'ın Ermenistan'ın askeri yeteneklerinin geliştirilmesi konusundaki düşünceleri de belirsiz. Ermenistan Cumhuriyeti, komşularına karşı saldırgan eylemlerde bulunma niyetinde olmadığını, askeri alandaki reformların kendi toprak güvenliğini sağlamaya yönelik olduğunu defalarca dile getirdi.

Dağlık Karabağ çevresindeki duruma gelince, Bakü-Stepanakert diyaloğunu gerilimi hafifletmenin bir yolu olarak görüyoruz ve bölgenin istikrarıyla ilgilenen uluslararası ortaklarımızın böyle bir diyalog için güvenilir mekanizmalar oluşturmak üzere ek önlemler almalarını umuyoruz."